| TAB Bülten | |
| TAB Etkinlikler | |
| Şube Ajandası | |
| Duyurular | |
27 Ocak 2010 Çarşamba
BİGA BAL ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ KURULUYOR HAYIRLI OLSUN
HAYIRLI OLSUN.BİGA BAL ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ KURULMA AŞAMASINA GELDİ.16 KURUCU ÜYE İLE ALTYAPI ÇALIŞMASINI TAMAMLAYIP EVRAKLARI TARIM BAKANLIĞINA GÖNDERDİLER.İBRAHİM SELÇUK TINMAZ VE MEHMET YALÇIN 'IN GAYRETLERİ SONUCU BİRLİK YAKIN ZAMANDA FAALİYETE GEÇECEKTİR.
Etiketler:
bal,
BİGA,
BİRLİĞİ,
ÜRETİCİLERİ
12 Kasım 2009 Perşembe
GEZGİNCİ ARICILIK
Gezginci Arıcılık
İçerik Listesi
Gezginci Arıcılık
Alinabilecek Önlemler
Sayfa 1 - 2
ArıcılıkBir koloniden daha fazla ürün alabilmek ve bitkilerde tozlaşmayı sağlamak amacıyla kovanların bir yerden başka bir yere taşınmasına "gezginci" (seyyar) arıcılık denir. Arıcılık yapılan bölgede çiçeklenmesi kısa süren az sayıda ballı bitki varsa gezginci arıcılık yapıp kovanları nektar ve polen kaynakları yönünden zengin başka yerlere taşımak gerekir. Gezginci arıcılık sayesinde değişik zamanlarda değişik bitkilerden yararlanılarak daha çok ürün almak mümkün olur.
Kovanların taşınması ilkbahar sonu ve yaz başlangıcında sahil ve ovalardan yüksek yaylalara; yaz sonu ve sonbaharda ise çam ve sahil bölgelerine olur.
Gezginci Arıcılıkta Dikkat Edilecek Hususlar
Önceden gidilecek yerin bitki örtüsü, nektar ve polen zenginliği araştırılmalıdır. Konaklama yeri, rüzgar almayan ve sel yataklarının dışında olmalıdır. Konaklama yeri olarak; tepelerin güney-doğu yamaçları, zirai mücadele ilaçlaması yapılmayan ve ana yoldan uzak yerler tercih edilmelidir.
Gezginci arıcılık yapılacak bölge bulaşıcı ve yayılıcı arı hastalık ve zararlılarından ari olmalıdır. Arılıklar arasındaki mesafe doğal florada 1 km'den, narenciye, ayçiçeği, pamuk ve çam gibi yoğun nektar veya salgının olduğu yerlerde ise 500 metreden az olmamalıdır. Arılıklar arası mesafenin hesaplanmasında bölgedeki ballı bitkilerin yoğunluğu, nektar veya salgı üretme kapasiteleri ve arılıkların kovan sayıları dikkate alınmalıdır. Aksi halde mevcut potansiyel, koloni sayısının azlığı nedeniyle ya yeterince ya da koloni sayısının fazlalığı nedeniyle ekonomik olarak değerlendirilemez.
Gezginci arıcılığın temel unsuru olan arı nakillerinde; yükleme, nakil ve indirme işlemleri sırasında kovanlar sarsılmamalıdır. Kovanlar tam dolu olarak taşınmamalı, yeterli havalandırma sağlanmalıdır. Nakiller gece yapılmalı, çok uzun yollarda, arılar ara konaklama yerinde gündüz açılarak dinlendirilmelidir.
Zirai Mücadele İlaçları ve Arıcılık Arıcılık
Hızla artmakta olan dünya nüfusunun beslenme ihtiyacını karşılayabilmek için bitkisel ve hayvansal üretimin artırılması temel bir hedef olarak ortaya çıkmaktadır. Bitkisel üretimin artırılmasında pek çok teknik kullanılmaktadır. Bu tekniklerin tam anlamıyla verime yansıması ancak tarımı yapılan bitkilerin hastalık ve zararlılarına karşı etkili bir mücadele ile mümkündür. Kültür bitkilerinde zarar veren çeşitli hastalıklara, böcek ve yabancı otlara karşı zirai mücadele yapılmakta ve genellikle kimyasal ilaçlar kullanılmaktadır. Bu kimyasal ilaçlar hem bal üreten, hem de bitkilerin tozlaşmasında hayati öneme sahip olan bal arılarına zarar vermekte, onların ölümlerine neden olmaktadır.
Tarımda kullanılan ilaçların bal arılarına olan zararlı etkileri; kullanılan ilacın cinsi, uygulama yeri ve zamanı, uygulanan dozu, etki süresi, ilaçlama yöntemi, ilaçlama günlerindeki meteorolojik koşullar gibi pek çok faktöre bağlı olarak değişebilmektedir. Hatalı ve tekniğine uygun olmadan kullanılan bazı zirai mücadele ilaçlarıyla kirlenen su kaynakları ve polen tozları, çok sayıda ergin arı ve yavru ölümlerine neden olmaktadır. Toz halinde kullanılan zirai ilaçlar, sıvı halde atılan ilaçlara oranla arılar için daha zararlıdır. Çünkü toz halindeki ilaçlar, daha kolay yayılır ve polenle birlikte kovana taşınabilirler.
Arıların İlaç Uygulamalarından Korunması
Arılar, arı ürünlerinin üretimi yanında, bitkilerde tozlaşmayı sağlayarak meyve ve tohum oluşumuna da yardım ederler. Bu nedenle bal arılarının korunmasında arıcılarla birlikte bitki üreticilerine de görevler düşmektedir. Bu anlamda, arılarla çiçekler arasında milyonlarca yıldan beri var olan karşılıklı yarar ilişkisine dayanan işbirliği, bitki üreticisi ile arıcı arasında da sağlanmalıdır. Arıların ilaç uygulamalarının zararlı etkilerinden korunmasında arıcı, bitki üreticisi ve Devlet tarafından alınabilecek bazı önlemler aşağıda sıralanmıştır.
İçerik Listesi
Gezginci Arıcılık
Alinabilecek Önlemler
Sayfa 1 - 2
ArıcılıkBir koloniden daha fazla ürün alabilmek ve bitkilerde tozlaşmayı sağlamak amacıyla kovanların bir yerden başka bir yere taşınmasına "gezginci" (seyyar) arıcılık denir. Arıcılık yapılan bölgede çiçeklenmesi kısa süren az sayıda ballı bitki varsa gezginci arıcılık yapıp kovanları nektar ve polen kaynakları yönünden zengin başka yerlere taşımak gerekir. Gezginci arıcılık sayesinde değişik zamanlarda değişik bitkilerden yararlanılarak daha çok ürün almak mümkün olur.
Kovanların taşınması ilkbahar sonu ve yaz başlangıcında sahil ve ovalardan yüksek yaylalara; yaz sonu ve sonbaharda ise çam ve sahil bölgelerine olur.
Gezginci Arıcılıkta Dikkat Edilecek Hususlar
Önceden gidilecek yerin bitki örtüsü, nektar ve polen zenginliği araştırılmalıdır. Konaklama yeri, rüzgar almayan ve sel yataklarının dışında olmalıdır. Konaklama yeri olarak; tepelerin güney-doğu yamaçları, zirai mücadele ilaçlaması yapılmayan ve ana yoldan uzak yerler tercih edilmelidir.
Gezginci arıcılık yapılacak bölge bulaşıcı ve yayılıcı arı hastalık ve zararlılarından ari olmalıdır. Arılıklar arasındaki mesafe doğal florada 1 km'den, narenciye, ayçiçeği, pamuk ve çam gibi yoğun nektar veya salgının olduğu yerlerde ise 500 metreden az olmamalıdır. Arılıklar arası mesafenin hesaplanmasında bölgedeki ballı bitkilerin yoğunluğu, nektar veya salgı üretme kapasiteleri ve arılıkların kovan sayıları dikkate alınmalıdır. Aksi halde mevcut potansiyel, koloni sayısının azlığı nedeniyle ya yeterince ya da koloni sayısının fazlalığı nedeniyle ekonomik olarak değerlendirilemez.
Gezginci arıcılığın temel unsuru olan arı nakillerinde; yükleme, nakil ve indirme işlemleri sırasında kovanlar sarsılmamalıdır. Kovanlar tam dolu olarak taşınmamalı, yeterli havalandırma sağlanmalıdır. Nakiller gece yapılmalı, çok uzun yollarda, arılar ara konaklama yerinde gündüz açılarak dinlendirilmelidir.
Zirai Mücadele İlaçları ve Arıcılık Arıcılık
Hızla artmakta olan dünya nüfusunun beslenme ihtiyacını karşılayabilmek için bitkisel ve hayvansal üretimin artırılması temel bir hedef olarak ortaya çıkmaktadır. Bitkisel üretimin artırılmasında pek çok teknik kullanılmaktadır. Bu tekniklerin tam anlamıyla verime yansıması ancak tarımı yapılan bitkilerin hastalık ve zararlılarına karşı etkili bir mücadele ile mümkündür. Kültür bitkilerinde zarar veren çeşitli hastalıklara, böcek ve yabancı otlara karşı zirai mücadele yapılmakta ve genellikle kimyasal ilaçlar kullanılmaktadır. Bu kimyasal ilaçlar hem bal üreten, hem de bitkilerin tozlaşmasında hayati öneme sahip olan bal arılarına zarar vermekte, onların ölümlerine neden olmaktadır.
Tarımda kullanılan ilaçların bal arılarına olan zararlı etkileri; kullanılan ilacın cinsi, uygulama yeri ve zamanı, uygulanan dozu, etki süresi, ilaçlama yöntemi, ilaçlama günlerindeki meteorolojik koşullar gibi pek çok faktöre bağlı olarak değişebilmektedir. Hatalı ve tekniğine uygun olmadan kullanılan bazı zirai mücadele ilaçlarıyla kirlenen su kaynakları ve polen tozları, çok sayıda ergin arı ve yavru ölümlerine neden olmaktadır. Toz halinde kullanılan zirai ilaçlar, sıvı halde atılan ilaçlara oranla arılar için daha zararlıdır. Çünkü toz halindeki ilaçlar, daha kolay yayılır ve polenle birlikte kovana taşınabilirler.
Arıların İlaç Uygulamalarından Korunması
Arılar, arı ürünlerinin üretimi yanında, bitkilerde tozlaşmayı sağlayarak meyve ve tohum oluşumuna da yardım ederler. Bu nedenle bal arılarının korunmasında arıcılarla birlikte bitki üreticilerine de görevler düşmektedir. Bu anlamda, arılarla çiçekler arasında milyonlarca yıldan beri var olan karşılıklı yarar ilişkisine dayanan işbirliği, bitki üreticisi ile arıcı arasında da sağlanmalıdır. Arıların ilaç uygulamalarının zararlı etkilerinden korunmasında arıcı, bitki üreticisi ve Devlet tarafından alınabilecek bazı önlemler aşağıda sıralanmıştır.
Etiketler:
arıcılık,
bal,
gezginciarıcılık,
kovan,
petek
17 Temmuz 2009 Cuma
16 Temmuz 2009 Perşembe
YALÇIN ARICILIK İŞLETMELERİ
YALÇIN ARICILIK BAL TİCARET 2009 YILI BAL MEVSİMİNDE TÜM ARICILARIMIZA BOL BEREKETLİ ÜRÜNLER DİLER.YALÇIN ARICILIK BAL TİCARETİ
sevgili arıcı dostlarım altta görülen bal üretim ruhsatıdır.
görünen de arıcılık kursu bitirme belgemizdir.>
görünen de arıcılık kursu bitirme belgemizdir.>
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
























Organik arıcılık; doğada bulunan nektar, polen, su ve propolisin arılar tarafından toplanarak çeşitli arı ürünlerine dönüştürülmeleri işleminde, üretimden tüketime kadar tüm aşamalarında suni besleme ve kimyasal ilaçlama yapmadan, organik tarım alanlarında veya doğal yapısı bozulmamış florada her aşaması bir kontrol veya sertifikasyon kuruluşunca denetlenen ve sertifikalandırılan arıcılık faaliyetlerine denir.Arıcılıkta organik üretim yapabilmek için Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca çıkarılan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 3. Bölüm 23. Maddesinde belirtilen “Organik Arı Yetiştiriciliği” kurallarına uymak gerekir.
Irk seçiminde, arıların yerel koşullara adapte olabilme kapasitesi, dayanıklıkları ve hastalıklara karşı dirençlilikleri göz önüne alınmalıdır. Arı kolonisi, organik olarak üretim yapılan işletmelerden suni oğul olarak veya geleneksel üretim yapan işletmelerden alınan arı kolonilerinin organik petekli çerçevelere aktarılması suretiyle elde edilir. Yönetmeliğe göre ana arı ihtiyacı, yapay tohumlama ile veya geleneksel üretimlerden kolonilerin % 10’ u kadar alınarak kullanılabilir. Ayrıca ana arıların kanatlarının kesilmesi yasaktır. Ana arıların yenilenmesi esnasında eski ana arının öldürülmesine yönetmelikte izin verilmektedir.
Üretim sezonu sonunda kışı geçirilebilmesi için kovanlarda yeterince bol miktarda bal ve polen bırakılmalıdır. Kovanların, kötü iklim koşulları nedeniyle tehlikeye girmesi durumunda, kolonilerin suni olarak yemlenmesine izin verilir. Suni yemleme organik biçimde üretilmiş ve aynı organik üretim biriminden sağlanan bal ile yapılır. Suni yemlemede organik biçimde üretilen bal yerine, özellikle iklim koşulları balın kristalleşmesini hızlandırıyorsa, organik biçimde üretilen şeker şurubu veya organik şeker melası kullanılmasına izin verilebilir. Suni yemleme ile ilgili olarak kovan siciline; ürünün tipi, tarihi, miktarı ve kullanıldığı kovanlara dair bilgiler yazılmalıdır. Suni yemleme yalnızca son bal hasadı ile müteakip nektar veya balözü döneminden önceki 15 gün arasında yapılabilir.
Kovanların ve diğer arıcılık malzemelerinin özellikleri Kovanlar, ağaçtan veya diğer doğal malzemelerden yapılmalıdır. Kovanlarda kimyasal boya yerine propolis, balmumu, bitki yağları gibi doğal ürünler kullanılmalıdır.Yeni çerçeve için balmumu organik üretim yapan birimlerden sağlanmalıdır. Bu hususa aykırı bir uygulama olarak; organik biçimde üretilen balmumunun pazarda mevcut olmaması ve kovanda arının kendi yaptığı balmumunun (dalak) alınmış olması kaydıyla, özellikle yeni tesislerde veya dönüşüm süreci esnasında organik üretim biriminden alınmayan balmumunun kullanılmasına kontrol ve/veya sertifikasyon kuruluşu tarafından izin verilir. Kabartılmış petekleri güve zararlısından korumak için kimyasal ilaçlar kullanılmamalı, gerekiyorsa soğuk hava depolarında bekletilmelidir. Organik tarım metoduyla üretilen arı ürünleri ambalajlanırken organik ürünün niteliğinin bozulmamasına dikkat edilmeli ve ürünün organik niteliğini koruyacak bütün hijyenik tedbirler alınmalıdır.Ambalajlar; cam, tahta ya da özel üretilmiş uygun organik kaplama maddelerinden yapılmalıdır.Organik arı ürünleri geleneksel arıcılıkla elde edilen ürünlerden ayrı olarak depolanır. Organik ürünlerin depolanması sırasında herhangi bir kimyasal ilaç kullanılmamalıdır. Organik arı ürünleri, karayollarıkenarında bekletilmemeli ve satılmamalıdır.

Bal, Türk Gıda Kodeksi 2000/39 sayılı Bal Tebliğinde "Bal; bal arılarının çiçek nektarlarını, bitkilerin veya bitkiler üzerinde yaşayan bazı canlıların salgılarını topladıktan sonra, kendine özgü maddelerle karıştırarak değişikliğe uğratıp, bal peteklerine depoladıkları tatlı madde" olarak tanımlanmıştır. Tanımından da anlaşılacağı üzere bal saf ve doğal olmalı, hiçbir katkı maddesi veya kalıntı içermemelidir.
